uyanmak.

on dört temmuz cuma 
dört beş saattir
her yerde 
diyarbakır silvanda on üç askerimizin şehit düştüğü haberi var
son bir haftada zaten ona yakın şehit verdik
artık öyle bir hale geldik ki 
ölümün her türlüsü 
-toplu olmadığı sürece-
umurumuzda değil
peki toplu olunca ne oluyor ?
yani on üç askerimiz şehit düştü ya 
şimdi ne olacak ?
kısaca anlatayım 
sosyal ağlarda hepimiz  lanetler  okuyacağız
küfürler edeceğiz 
resimler paylaşacağız vs. 
iktidar partisini teröre çanak tutmakla suçlayacağız
terörist oldukları kanıtlı ispatlı siyasilere söveceğiz 
onlar çıkıp üzgünüz diyecekler 
olağan üstü üç beş toplantı yapılacak 
haberlerde “şehit ailesinin” acısı, feryadı, hikayesi …
asıl ateş orayı yakacak orası ayrı
iki veya daha fazla kişi bir araya geldikçe 
terörü sonlandıracak planlar yapacağız 
kah dağları bombalayacağız 
kah üçünü beşini asacağız 
kah elebaşlarını asacağız 
evlerimize iş yerlerimize bayraklar asacağız
ellerimizde bayraklar
ağzımızda sloganlar meydanlara çıkacağız
yapılacaklar liste oldukça uzun 
çabuk olmamız lazım 
ama süre oldukça kısa 
bunların hepsini yapmak için bir haftadan az zamanımız var 
bir hafta sonra mı ?
astığımız bayrakları yerinden indireceğiz
indirirken bir çoğumuz neden astığını bile unutmuş olacak 
gündemimizde yepyeni konular olacak 
iki kişi bir araya geldikçe 
ülkenin milletin başka sorunlarını da çözeceğiz 
hatırlarsanız geçen haftaki buluşmamızda teröre çözüm bulmuştuk
vesselam 
on üç can
on üç fidan 
on üç insan 
bir haftaya kalmadan unutulacaklar 
aynı tas 
aynı hamamda 
aynı ellere hizmet etmeye devam edecek
öldükleriyle kalacaklar 
aranızdan “şehit oldular, keşke her ölüm böyle olsa” diyenler olacak 
düşmanında dost gibi mert olanı makbuldür
pususu gibi
kendisi gibi 
anası gibi
kancık olanı değil 
böyle kancıkca böyle kahpece bir ölüm olmamalı 
böyle ölümüne bir uyku olmamalı 
böyle vatanı satarcasına bir ruhsuzluk olmamalı
bunlar bize müstahak 
biz alıştık uykuya, tatlı talı rüyalara, güzel güzel ninnilere…
her geçen gün mütalaa ve muhakeme yeteneği olmayan 
tepkileri yok edilmiş 
dilenmeye, fakir fukara edebiyatı yapmaya alışmış 
gurursuz, onursuz, arsız, ahlaksız bir toplum olmaya başladık 
soğuk suyun içindeki kurbağa gibiyiz
altımızdaki ateş harlanıyor da harlanıyor 
suyumuz iyice kaynamaya başladı 
birileri burnumuzun dibinde özerklik ilan ediyor 
dünyanın en pahalı benzinini internetini telefonunu sigarasını vs. kullanıyoruz 
trafik kazaları, orman yangınları, yolsuzluklar, hırsızlıklar, şikeler, şifreler artık normal
eğitim sistemimiz asalaklar yetiştirmek, 
adalet sistemiz birilerini kurtarmak,
savunma sistemimiz kendi mevcut durumunu korumak, 
yasama sistemimiz kendi şartlarını iyileştirmek,
yürütme sistemimiz idare etmek, 

üzerine kuruluyken aksi iddia edilemez zaten 
damarlarımızdaki asil kanda mevcut olan kudreti bile yok ettiler farkında değiliz
sözüm mevcut yönetime falan değil 
bu öyle beş on senede olan bir şey değil 
bizi ince ince işlediler 
şimdi de meyvelerini topluyorlar 
hadi isyan edelim 
meydanlara çıkalım 
sokağa dökülelim 
gibi provakatif sözler buraya iyi giderdi 
dediğim gibi bir günde gelmedik bu hale 
bir günde de düzelmez 
bunun bilincine varmak 
farkındalık yaratmak 
yavaş yavaş uyanmak lazım 
yavaş yavaş uyanıp çevremizdekileri de uyandırmak lazım 
kendi evimizden annemizden, babamızdan, kardeşimizden, en önemlisi çocuğumuzdan başlamak lazım 
şu meşhur sahne vardı ya 
“sen uyursan herkes ölür” 
işte öyle 
olarak etiketlendi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.